AUTOSPEEDMAGAZINE.COM – Audi e-tron GT, üretimi hiçbir şekilde fiziksel prototip kullanmadan planlanan ilk Audi modeli oldu.
Bu başarının arkasında, üç boyutlu bina tarama, otomatik öğrenme süreçleri ve sanal gerçeklik gibi pek çok teknik yenilik yer alıyor. Prosedürler ve tüm montaj süreçleri, en ince ayrıntısına kadar gerçek yaşamdaki benzeri sanal mekanlarda test ve optimize edildi. 3D tarayıcı ve sanal ortamda planlama iş süreçlerini daha verimli ve sürdürülebilir kılıyor.
Sanal planlama yapıldı
Çalışanların görevleri ve çalışmaları sırasında karşılaşabilecekleri sorunlara ilişkin tüm sorular, Audi e-tron GT’nin üretim planlama sürecinde tamamen sanal ortamda yanıtlandı. Bütün adımlar sanal gerçeklik vasıtasıyla dijital ortamda test edildi. Üretim alanında yer alan her bir ayrıntı eksiksiz şekilde modellendi ve ölçeklendirildi. Özel donanımlara ve yazılımlara sahip olan 3D tarayıcılar, bütün ekipman, araçlar ve raflarıyla birlikte üretim tesisinin sanal bir kopyasını yarattı.
3D tarayıcılar kullanılıyor
Üretim tesisini modellemek için bir tarayıcı donanım bulunuyor. Aşağı yukarı 2 metre uzunluğunda ve çalışanların mekânda hareket ettirebilmesi için dört tekerlek üzerine monte edilmiş olan bu donanım üzerinde bir LiDAR (Işık Saptama ve Mesafe Tayini) ünitesi, ekstra üç tarayıcı, ayrıca bir de kamera yer alıyor. Bir mekânı tararken iki süreç aynı anda yürütülüyor: Geniş açılı kamera mekânın fotoğrafını çekerken, lazerler onu titizlikle ölçüyor ve çevrenin üç boyutlu nokta bulutunu üretiyor. Neckarsulm’daki 250 bin metrekarelik üretim alanı bu teknoloji sayesinde tarandı. Noktaların, görüntülerin, verinin üretilmesi ve onları mevcut planlama sistemlerinde kullanılmak üzere hazır hale getirilmesi de Audi’nin geliştirdiği yapay zekâ ve otomatik öğrenme temelli bir yazılımla sağlandı. Fotoğraflar üç boyutlu, foto-gerçekçi bir mekân oluşturacak şekilde birleştirildi. Alandaki makine, raf ve sistemler gibi bütün nesneleri otomatik olarak tanıyan yazılım, her taramada otomatik olarak nesneleri ayırt ediyor ve daha da kesin bir biçimde sınıflandırıyor. Örneğin, sistem rafla çelik kirişi birbirinden ayırt ediyor. Rafın konumu programda daha sonra değiştirilip sanal mekânda yeniden konumlandırılabiliyor.
Lojistikte sanal gerçeklik
Audi e-tron GT, montaj süreçlerinin yanı sıra lojistik süreçlerin de tamamen sanal olarak hiçbir fiziksel prototip kullanmaksızın test edildiği markanın ilk otomobili. Bunu gerçekleştirebilmek için otomobil verisinin, malzeme yükleme sürecinin, ekipmanın, aletlerin ve planlama süreçlerinin sanal bir modeli oluşturuldu. Oluşturulan bu dijital modele, Audi’de gerçekleştirilen sanal gerçeklik çözümü ve dijital modelleme sayesinde, dünyanın dört bir yanındaki çalışanlar ulaşabiliyor ve dijital işçileri izleyebiliyor. Planlanan tüm süreçler deneyimleyerek optimize edebiliyor.
Bu süreçte ergonomik nitelikler veya montaj hattındaki makinelerin, rafların ve parçaların eksiksiz düzenlenmesi gibi bütün montaj prosedürleri aynı anda gerçek zamanda da tanımlanıyor ve test ediliyor.
Sanal taşıyıcılar üretti
Sanal planlama sadece süreçlerle ve iş prosedürleriyle kısıtlı değil. Hassas parçaların taşınması ve depolanması amacıyla kullanılan ve özel yük konteynırı olarak adlandırılan konteynır gibi nesneler de bu teknoloji üzerinden planlanabiliyor. Audi e-tron GT’nin elektrik modülleri veya iç mekânda kullanılan parçaları gibi bilhassa hassas olan tek tek parçaların taşınmasında kullanılan bu konteynırlar demir ve çelikten yapılma çok sayıda fiziksel prototip yerine Audi’nin farklı mekanları ve bölmeleri birbirine bağlayan sanal gerçeklik uygulaması üzerinden planlanıyor. Sanal taşıyıcı işleri planlarken: Lojistik, Montaj Planlama, İş Güvenliği, Kalite Kontrol, Malzeme Akış Planlama bölümlerinden çalışanlar, hatta tedarikçiler de sürece dahil oluyor. Konteynırlar bu süreçte yüklenir ve boşaltıyor, hareket ettiriyor ve ölçülüyor. Sanal tasarım bittiğinde veriler derleniyor ve özel yük taşıyıcı imal ediliyor.
Sürdürülebilir ve ekolojik planlama
Audi e-tron GT’nin fiziksel prototipler olmaksızın sanal olarak planlanması sadece zaman değil malzeme ve kaynak tasarrufu da sağlıyor. Özel yük taşıyıcılar ve sanal konteynır planlama da aynı şeye hizmet ediyor: demir ve çelik prototipler yapmak kaynak ve enerji gerektiriyor. Sanal planlamada ise bu adıma çoğu durumda gerek kalmıyor. Hassas parçalar genelde özel yük taşıyıcılar yerine özel bir koruyucu kaplama kullanarak genel yük taşıyıcılarda taşınıyor. Ancak bu koruyucu kaplama tek kullanımlık, özel konteynırlar sayesinde artık bu kaplamaya gerek kalmıyor. Sanal planlama bu yüzden doğrudan atıkları azaltıyor. Koronavirüs pandemisinde, mümkün mertebe iş seyahatlerini azaltmak sağlık açısından da önemli hale geldi. Bir zamanlar fiziksel olarak buluşmayı gerektiren süreçler artık sanal mekânda mümkün hale geliyor.