Beygir gücünden elektrik gücüne: Renault Megane E-Tech

AUTOSPEEDMAGAZINE.COM – Renault’nun genişleyen elektrikli model gamının en yeni üyesi Megane E-Tech’i Türkiye lansmanı kapsamında Van’ın eşsiz doğasında inceleme fırsatı buldum.

Her detayı özenle hazırlanmış sıra dışı bir etkinlikle tanıtılan Renault Megane E-Tech, zaman tüneli konseptiyle tanıtılırken, öncelikle başta Renault Türkiye ekibi ve emeği geçen herkesi tebrik etmek gerek.

Kalabalık bir katılım ile gerçekleşen lansmanda tarihi Van Kalesi’nin eteğinde yer alan Van Müzesi’nden başlayan ve Bahçesaray rotasında ilerleyen bol virajlı bir sürüş gerçekleştirdikten sonra 3 bin rakımlı Karabet Geçidi’nde bizi bekleyen etkinlik alanına ulaştık. Bu noktada Renault logolu büyük bir çadırın altında atların da eşlik ettiği doğa ile baş başa bir tanıtımın ardından özel olarak hazırlanan ve 18 km kablo döşenerek görsel bir ışık şölenine dönüştürülen 1.4 kilometrelik Karabet Kar Tüneli’ndeki yolculuğumuz başladı.

Bir zaman tüneline dönüştürülen Karabet Kar Tüneli’ndeki yolculukta gücün, Megane E-Tech’e aktarımı sesli anlatım ve ışıklarla canlandırıldı.

Üçüncü adımda, zaman tünelinde özel olarak tünel içerisinde kurulan perdeden E-Tech dönüşümünü farklı mizansenlerle izledik. Perdenin arkasında hazır olan eğitimli atlar, araçların arasından geçerek beygir gücünden elektrik gücüne geçişi simgeledi ve farklı bir ambiyans yarattı. Son adımda ise tek bir ağacın yetişmediği yükseklikte özel olarak palmiyelerle süslenen tünel çıkışıyla farklı bir dünyaya geçiş yaptık. Bu sayede %100 elektrikli bir dünyanın başlangıcını temsil eden özel alanda geçmişten günümüze yaşanan dönüşümü deneyimlemiş olduk.

Tüm bunlarla birlikte lansman kapsamında İpekyolu’nun zengin gastronomi deneyiminden, Van Gölü’nün en büyük adası Akdamar Adası’nın büyülü atmosferine kadar bölgenin benzersiz coğrafyasında oldukça özel anlara da tanıklık ettik.

“Yeni Renault Megane E-Tech %100 Elektrikli yeni bir dönemin başlangıcını temsil ediyor”

Lansman etkinliğinde yeni modelle ilgili açıklamalarda bulunan MAİS A.Ş. Genel Müdürü Dr. Berk Çağdaş şunları söyledi; “Megane ismi hem ülkemiz hem de Avrupa için oldukça önem taşıyor. Megane Hatchback modelimiz Avrupa’da 28 yıl, 4 jenerasyon boyunca 1.3 milyon adette sattı. Megane, tüm gövde tipleri ile son 20 yıllık satışlara baktığımızda Türkiye binek pazarında en çok satan 3. otomobil konumunda. Şimdi Megane efsanesi elektrik devriminde yeni bir dönemin başlangıcını temsil ediyor. Yeni Megane E-Tech %100 Elektrikli 160 kW motoru ile segmentindeki en yüksek güce ve şarjlanma özellikleri ile segmentteki en iyi değerlere sahip. Ayrıca segmentindeki en yüksek batarya kapasitelerinden birine sahip. Bu sayede ortalamada 450 km WLTP menzili, şehir içinde ise 530 km menzil sunabiliyor.

Güçlü modelimiz Austral ve Ağustos itibarıyla satışlarına başladığımız Megane E-Tech ile C segmentinin yüzde 98’ine erişim sağlamış durumdayız. 2012 yılından itibaren günümüze geldiğimizde Türkiye’de 5.000 adetten fazla elektrikli otomobil sattık ve ODD verilerine göre en çok elektrikli otomobil satan marka konumundayız. Hem Avrupa’da hem de Türkiye’de elektrikli otomobil denilince ilk akla gelen markalardan biriyiz ve elektrikli araçlar konusunda sektörde öncü bir markayız. Renaulution stratejimiz ile bu durumu daha da güçlendirmek ve tam olarak elektrikli otomobiller ile özdeşleşmek istiyoruz.”

Renault Megane E-Tech

Bu özel lansman deneyiminden bahsettikten sonra gelelim Türkiye yollarına yeni çıkan aracımıza…

Geçmişten günümüze birçok medeniyetin izlerini ve İpekyolu kültürünün zenginliğini barındıran Van’ın çevresindeki gidiş ve dönüş rotasındaki 3 saati aşkın yolculuğumuz boyunca aracın sürüş tepkileri başta olmak üzere, konfor ve ses yalıtımına kadar hemen her özelliğini inceleme şansı buldum.

Tasarım ve boyutlar

Öncelikle Megane E-Tech dış görünüşüyle Austral’den daha alçak ve daha kısa ama yine de geçmiş Megane HB modellerden büyük bir gövdeye ve crossover profiline sahip.

Markanın yeni çizgisinin başarılı bir yansımasını gördüğümüz modelde yeni yuvarlak omuz çizgileri, ön farların yanlarındaki kanatlar ve kavisli kaput çizgisi gibi hatlar dikkat çekiyor. Kilit açıldığında otomatik olarak öne çıkan kapı kolları ve kapalı ızgara şık tasarımı tamamlarken, 20 inçlik jantlar, alt tarafta koruyucu bantlar, çamurluk kaplamaları ve yüksek omuz çizgisi gibi doğrudan crossover dünyasına ait detaylar güçlü ve sağlam bir his uyandırıyor. Alçalan tavan çizgisi, artırılmış iz genişliği ve düz kapı kolları coupe görünümü sağlıyor. Kabin yüksekliği, genişliği ve bagaj hacmi ise geleneksel hatchback mimarisini andırıyor.

4200 mm uzunluğa, 1768 mm genişliğe, 1505 mm yüksekliğe sahip aracın önde ve arkada köşelere daha da yaklaştırılan 20 inçlik jantları sayesinde elde edilen dingil mesafesi ise 2685 mm. Bu boyutlar iç mekanda önde ve arkada oldukça iyi bir diz be baş mesafesi sunulmasını sağlıyor. Aynı şekilde 440 litre ile bu boyuttaki elektrikli otomobiller açısından 440 litre ile iyi bi bagaj hacmi sunulan araçta koltukların katlanmasıyla bu hacim 1332 litreye kadar çıkabiliyor.

İç mekan

Yukarıda da bahsettiğim üzere iç mekanda önde ve arkada diz ve baş mesafesi açısından oldukça iyi bir kullanım alanı sunuluyor. Malzeme kalitesi ve işçilik üst seviyede. Yanal destek de sunan özel dolgulu ve masaj fonksiyonuna sahip koltuklar, bağımsız arka süspansiyonların etkisi ve elektrikli otomobillerin tek kademeli sarsıntısız vitesiyle buluşunca ortaya sürüş konforu açısından oldukça iyi bir araç çıkmış diyebilirim.

Toplam 21 gelişmiş sürüş destek sistemine sahip modelde 564 cm2 OpenR Link bilgi-eğlence sistemi ve daha birçok yüksek teknolojiyle kullanıcılara sunuluyor.

Android işletim sistemine sahip OpenR ekranı, dokunması ve göz atması keyif veren güçlendirilmiş cam yüzeye sahip. Ekran parlaklığı ve ışığı yansıtma özelliği doğrudan güneş ışığında bile net bir görüntü sağlamak için optimize edilmiş ve yansıma önleyici kaplama ile güçlendirilmiş. Bu sayede siperlik kullanımına gerek kalmadan, modern ve akıcı bir görünüm ile yerden tasarruf edilmiş.

Dinamik LED ambiyans aydınlatması kabin içinde optimum huzur sunmak için insan vücudunun biyolojik saatini esas alıyor. Kokpit içindeki aydınlatma; ön panel, kapı panelleri ve akıllı telefon yuvası boyunca uzanan ışık şeritleri ile sağlanıyor. Aydınlatma gündüz ve gece farklılaşıyor ve her 30 dakikada bir renk değiştiriyor.

Bu arada aracın içerisinde toplam 30 litre saklama alanı da mevcut.

Batarya ve performans

Elektrikli otomobiller için özel üretilmiş CMF-EV platformunu kullanan modelde boyutlar açısından en dikkat çeken özellik ise aracın alçak tavan yüksekliği… Yüksekliğin düşük tutulabilmesinin ana kahramanı ise zeminin altını kaplayan bataryanın 110 mm ile daha ince bir tasarıma sahip olması.

60 KWh’lik batarya ile araç 450 km menzil sunabiliyor ve 0’dan 100 km/s’ye sadece 7,4 saniyede ulaşıyor.

AC ve DC şarja olanak tanıyan modelde 130 kW ile 42 dakikada yüzde 80 şarj kapasitesine ulaşabiliyorsunuz.

İlk sürüş

Renault Megane E-Tech’de 160 kW güç ve 300 Nm tork üreten elektrikli motoru ve maksimum menzilin elde edilmesini sağlayan dört seviyeli rejeneratif fren sistemi öne çıkan detaylar arasında. Eco, Normal, Sport ve kişisel ayarlara izin veren Perso sürüş modlarını da sürüş tercihinize göre direksiyonun sağ altındaki düğme yardımıyla seçebiliyorsunuz.

İyi bir görüş alanı sunan modelde içeride dijital bir dikiz aynası tercih edilmiş. Aynanın altındaki düğmeler yardımıyla görüş açınızı ve parkaklığı ayarlamanız mümkün. Bu arada yeni tasarıma sahip direksiyonun üzerindeki kumanda düğmeleri ile sabit hız sisteminden 12.3 inçlik dijital gösterge panelindeki bilgilere kadar çeşitli işlevlere kumanda edebiliyor, direksiyon arkasındaki kulakçıklarla enerji geri kazanımı için rejeneratif fren sisteminin tepkilerini ayarlayabiliyorsunuz.

Ses yalıtımı açısından da çok beğendiğim model, elektrikli otomobillere özgü sessiz sürüşü, yol ve rüzgar sesini de en aza indiren yalıtım sayesinden ileriye taşımış.